New York Berberleri 1: Heartbreakers

Aralık ayında New York’a taşındıktan sonra blogumu düzenli olarak güncellemek hep aklımın bir kenarındaydı. Birçok yazıya başladım ancak taslak olarak kaydedip devamını getirmedim. Açıkçası internetteki mevcut yazıların kopyası olacak, bir yenilik getirmeyecek birşeyler de yazmak çok istemedim.

New York’a taşındığımdan bu yana dört farklı birbirinden ”cool” ve kendilerine özgü ruhu olan berbere gittim (yeni berberlere de gitmeye devam ediyorum). Bu kişisel bir tutkum .İstanbul’da yaşarken uzun süre üç numara saç kullanmış birisiydim. Ancak birgün en sevdiğim DJ duo’lardan olan Galantis’in saç modelini gördükten sonra saçımı tekrar üç numara kestirmek istemedim. O günden sonra İstanbul’da iki yıl sürecek berber ve saç maceram başlamış oldu. Önümüzdeki süreçte NYC’deki berber deneyimlerimin hepsini ayrı birer yazı olarak detaylıca blogum üzerinden aktaracağım.

New York’a taşından sonra her seferinde farklı bir berbere gitmeye karar verdim. Tabi ki New York’ta berber seçeneği çok fazla ancak ben özellikle bir tarzı ve ruhu olan berberlerin kimler olduğunu derinlemesine araştırmaya başladım.

Şehirde ilk gideceğim berberime karar vermem yaklaşık bir ay sürdü. Üstüne iki hafta da sıra beklemek zorunda kaldım. İlk berberim olan Heartbreakers‘ı yazmaya başlamadan önce burayı nasıl bulduğumun hikayesini anlatmak istiyorum.

Williamsburg’te (Brooklyn) yaşadığım dönemde en favori barlarımdan olan Union Pool‘da bir gece arkadaşlarımla sohbet ederken konu tesadüfen benim berber projeme geldi. Ancak belirlediğim listeden bir şekilde seçim yapamıyordum. Tam o esnada yanımızda oturan iki kişiden bir tanesinin saç kesimi dikkatimi çekti. Yanlarına giderek durumumu ve projemi anlattım. Tesadüf o ki (daha sonradan arkadaş olacağım) Christopher Ryan çok iyi bir berber bildiğini söyledi ve Instagram’dan dükkanın hesabını açıp gösterdi. Gördüğüm anda rezervasyon yapmak istedim çünkü gösterdiği Heartbreakers listemdeydi. Christopher Türkiye’den geldiğimi öğrenince İstanbul ve ülke üzerine biraz sohbet ettikten(daha önce İstanbul’a tatil için gitmiş) sonra teşekkür ederek yanlarından ayrıldım.

new-york-berberleri-1-heartbreakers-kaan-caliskan-1-union-pool

Tabi berber dükkanlarında çalışan birçok berber bulunuyor. Benim için kritik noktalardan bir tanesi de saçımı kimin keseceği ve nasıl biri olduğu. Burada ‘nasıl biri’ olduğundan kastım berberin kendisinin bir tarza sahip olup olmaması. Açıkçası berberin kendisi bir tarza sahip değilse benim için en başta eleniyor. Ancak Christopher’ın özellikle önerdiği Carlos Jacome‘un da Instagram hesabını görür görmez ertesi gün rezervasyon için aradım ve iki hafta sıra beklemem gerçeğiyle yüzleştim.

new-york-berberleri-1-heartbreakers-kaan-caliskan-3

İki hafta sıra bekledikten sonra Williamsburg’te olan adreslerine doğru yola çıktım. Dükkanın olduğu konum evime 20 dakika yürüme mesafesinde olduğu için gidiş yolu çok keyifliydi (Because it’s Williamsburg babe).

Heartbreakers markasının sahibi aslında Feltraiger BK ve sloganları ”New American Classic”. Berber için ilk giriş yaptığınız yer aslında bir giyim dükkanı ve içerisinde Brooklyn ve oldschool America kafasında üretilmiş harika tişört, gömlek ve kotlar var. Kasanın arkasındaki eski usül Amerikan stili bar kapısını açtıktan sonra berbere giriş yapıyorsunuz. Feltraiger’ın sahipleri de ’70-ler Amerikası ruhunda yaşayan kişiler. Hatta dükkanı kapattıktan sonra berberin içinde bira eşliğinde motorsiklet topluyorlar (bildiğiniz sıfırdan parça parça).

new-york-berberleri-1-heartbreakers-kaan-caliskan-2

Heartbreakers tam anlamıyla Brooklyn ruhunu hissedebileceğiniz bir dükkan. Çalışanların tavırları, tasarımı ve çalan müzikleriyle kendinizi gerçekten çok samimi ve ‘özgür’ bir ortamda hissediyorsunuz. Saçımı kesecek olan Carlos’la selamlaştıktan sonra oturup sıramı beklemeye başladım.

Amerika’da saç kesimi ‘kafası’

New York ile özdeşleşen cümlenin ”Time is money” olduğu herkes tarafından bilinir. Bu düşünce yapısı neredeyse şehirde yaşayan herkesin içine işlemiştir. New York’taki berberlerden randevu aldığınızda tamamına yakınında ”30 Dakika” ibaresini görürsünüz. Türkiye’de ise berber sırası beklemek diye başlı başına bir olgu vardır. NYC’de ise siz berberin 30 dakikasını satın alıyorsunuz. O da işini aksatmadan, yavaşlatmadan tamamen size odaklanarak saçınızı kesiyor. İlk başta Türkiye ile kıyaslayınca ”30 dakikada saçımı nasıl kesebilir ki” diye düşündüm ve emin olamadım. Ancak daha sonra farklı berberlere gittiğimde de 30 dakikanın gerçekten yeterli bir süre olduğunu gördüm.

new-york-berberleri-1-heartbreakers-kaan-caliskan-5

Berber koltuğuna oturduktan sonra Carlos Jacome’e ‘başımdan’ geçen maceraları anlattım ve ardından modeli tamamen kendisine bıraktığımı söyledim. İyi ki de öyle yapmışım çünkü sonunda yaptığı model kafa kemik yapıma harika uydu ve ben çok sevdim. İlginç bir bilgi olarak New York’taki berberlerin birçoğunun makas kullanmadığını belirtmeliyim. Buradaki berberlerin büyük bir çoğunluğu saç kesimini sadece makine ile yapıyor. Eğer NYC’deki bir berber saçınızı ağırlıklı olarak makasla kesiyorsa onun ‘ustalığına’ diğerlerinden daha fazla güvenebilirsiz. Fakat bunun yanında cebinizden de diğerlerine göre daha fazla para çıkacağını bilmelisiniz.

new-york-berberleri-1-heartbreakers-kaan-caliskan-1

Şehirdeki berberlerle ilgili bir diğer ilginç konu saç yıkamanın da çok yaygın olmaması. Heartbreakers’tan sonra yine çok iyi farklı berberlere gittim ancak bazıları saçımı yıkamadı çünkü böyle bir ekipmanları bulunmuyor. Bu şehirdeki berberlerin kültürü ile ilgili bir durum. Burada gittiğiniz berberin saçınızı yıkamaması çok normal olarak karşılanıyor. Bunun sebebini araştırmama rağmen tam olarak öğrenemedim ancak ”Time is money” felsefesinin bir uzantısı olduğunu düşünüyorum. Saçınızı evde yıkayabilirsiniz ancak berber herkesin saçını yıkarsa bu daha az müşteri almasına sebep olur.

New York berberlerinde para pul işleri

Öncelikli olarak şunu belirtmem lazım (aslında bu ayrı bir yazı konusu) bu şehirdeki para ve zaman algısı Türkiye’den çok farklı. Bununla birlikte New York’ta saçınızı ‘iyi’ bir yerde kestirmenin bir ‘bedeli’ var. İnsanlara saçınızı kestirmek için 20 dolardan fazla ödediğinizi söylediğiniz zaman ”hmm o zaman çok iyi para yapıyorsun” ya da ”neden saçına o kadar harcıyorsun anlamadım” tepkisinden birisiyle karşılaşıyorsunuz. Burada paranın değeri bambaşka bir boyutta. Çünkü insanlar çok çalışıyor, hep koşuyorlar ve kazandıkları para çok değerli. Türkiye’de de biz bu kadar fazla çalışsak ve hep biryerlere koşmak zorunda olsak sanırım aynı algı yıllar içerisinde bizde de oluşurdu.

Heartbreakers’ta saçınızı kestirmenin bedeli ise 50 dolar. Burada bahşiş gündelik yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olduğu için berberde de bahşiş bırakmanız gerekli. Ben 15 dolar bahşiş verdim (çünkü Carlos’un kendisini ve kesimini çok beğendim.) Ancak berberlik hizmet sektörüne girdiği için toplam tutarın yüzde 20’si kadar bahşiş bırakmanız doğru olanı (ve yeterli).

Son yorumlar

Heartbreakers’ın temizlik konusunda benden 5 üzerinden 5 aldığını söyleyebilirim. Bunun yanında dükkanda yalnızca üç tane berber sandalyesi bulunuyor fakat Carlos Jacome ile birlikte Katharine Cali çalışıyor. Evet, New York’ta kadın erkek berberleri de çok yaygın bir durum ve birçoğu harika işler çıkartıyor.

Dükkandan ayrılmadan önce Carlos’un tavsiyesiyle Suavecito marka bir jöle aldım. Eve geldiğimde paketin içerisinden birçok sticker ve bir adet kartpostal çıktığını fark ettim. Benim için hoş bir sürpriz oldu.

new-york-berberleri-1-heartbreakers-kaan-caliskan-6

Bu yazının konusu olan Heartbreakers’a Ocak ayının sonunda gitmiştim. Fotoğraflar o döneme ait. Ardından üç farklı berbere daha gittim. Onların yazılarını da detaylı olarak ayrıca önümüzdeki dönemde yazacağım. Önümüzdeki Pazartesi için ise üç haftadır sıra beklediğim bir diğer ‘cool’ berberdeyim. 😉

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *